
Eşler arasındaki geçimsizliğin tek sebebi vardır: Geçinmeyi bilmemek. Evleninceye kadar bir sürü lüzumsuz bilgiler beyinlerimizi doldurur. Çoğunun bize hiçbir faydası yok. Çevrenize bakın. Birçok genç, evliliğe hazırlıksız adım atıyor. Yeterli eğitim ve alt yapı yok. Sonuçta bocalıyor.
Geçimsizliğin tek sebebini “geçinmeyi bilmemeye” indirgeyince başka gerekçeleri inkâr ettiğimi düşünmeyin. Her şey, “Geçinmeyi bilmeyenler geçinmeyi öğrensin” kolaycılığında değil. Elbette çok ciddi sebepleri var. Acı içinde ve huzursuz olan çiftlere, “Anlayışlı olun, geçinmeye çalışın, hoşgörülü davranın, neyiniz eksik, hâlinize şükredin” demek yeterli olmuyor.
Ben sorunlara iki şekilde yaklaşıyorum:
Önce sorunlarımıza bakış açısını değiştireceğiz. Bunu ilk bölümde genişçe yazdım.
Sonra problemlerimize etkili ve kalıcı çözümler bulacağız.
Yoksa hasta olan bir insana, “Neyin var, kendini güçlü hisset. Sabırlı ol, diren” demek yeterli olmaz. Gerçi bunlar doğrudur. Kişi hastalığı önce beyninde yenmelidir. Fakat sorunu gerçek anlamda da çözmek gerekir. Açlığa tahammüllü olmak, alışabilmek, oburluğu yenmek önemlidir. Ancak açları da doyurmak gerekir. Gıda ihtiyacını kontrol altında tutmak ayrıdır, sürekli aç yaşamak ayrıdır. Birincisi mümkün ve gereklidir. Ama ikincisi yaratılışa aykırıdır.
Önce ailedeki geçimsizliğin, sık tartışmaların, mutsuzluğun sebeplerini sıralayalım:
1- Huy ve mizaç uyumsuzluğu, 2- Aşırı yaş farkı,
3- Kültür ve eğitim farkı, 4- Meslek ve sosyal konumun değerlendirilmesindeki yanlışlıklar
5- Gereksiz kıskançlıklar, kompleksler, 6- Parasal beklentilerin yetersizliği,
7- Erkeğin veya kadının mesleğine yönelik itirazlar, 8- Cinsel problemler,
9- Eşlerin ailelerine yönelik eleştiriler, 10- Birbirinin sevgi ve ilgisini yetersiz görme,
11- Ailede edindikleri alışkanlıkların farklılığı,
12- Dini anlama ve yaşayış biçimindeki farklılıklar,
13- Eşler hakkında ailelerin ve çevrenin dedikodusu,
14- Çocuk olmaması, 15- Alkol, kumar gibi kötü alışkanlıklar,
16- Çapkınlık veya iffetsizlik.
Saydığımız geçimsizlik sebeplerini arttırmak mümkün. Ancak başka sebepler burada sıraladığımız bir grubun içinde de değerlendirilebilir.
Kadın niye dırdır eder?
Bunların birisi bile olsa ve etkisini hissettirse aile huzurunda azalma olur. Eğer birkaçı veya tümü de varsa, o ailede bulunmak sürekli sorun, sürekli mutsuzluk demektir. Eşler arasındaki geçimsizliğin tek sebebi vardır: Geçinmeyi bilmemek. Evleninceye kadar bir sürü lüzumsuz bilgiler beyinlerimizi doldurur. Çoğunun bize hiçbir faydası yok. Çevrenize bakın. Birçok genç, evliliğe hazırlıksız adım atıyor. Yeterli eğitim ve alt yapı yok. Sonuçta bocalıyor.
Kimileri çözüm olarak, eve geç gitmeyi veya gitmemeyi tercih eder. “Eve gidip de ne yapacağım? Karı dırdırı dinlemekten bıktım” diye düşünürler. İyi de hiç düşündünüz mü, hanım niçin dırdır eder? Hem evdeki hanımınızın yaptığı tek iş dırdır etmek mi? Onun iyi yönlerine niçin bakmıyorsunuz?
Sorunların arttığı dönemde kavgalar öyle bir hâl alır ki, erkek egemenliğini dayakla kuracağını zanneder. Belki de çaresizlikten başvurur. Oysa bu da sorunu arttırmaktan başka bir işe yaramaz.
Dert de çoktur derman da
İleriki safhalarda özellikle psikolojik hastalıklar, hattâ intihar teşebbüsleri gelir. Hatta boşanma niyeti ortaya konur. Belki de gerçekleştirilir.
Her kavganın, her tartışmanın bir dili, bir mesajı vardır. Çoğu insan bu mesajı algılamaz, şifresini çözemez. Oysa mesaj algılansa, şifre çözülse kavgalar ve hoşnutsuzluklar yerini mutluluğa bırakır.
Eğer erkek veya kadın intihardan söz ediyor veya teşebbüs ediyorsa bunun anlamı, “Ben ölmek istiyorum” değildir. Hiçbir insan durup durduk yerde ölmek istemez. Bunun bir anlamı, bir şifresi vardır. Eğer o şifre çözülüp gereği yapılmazsa problem katlanarak devam eder.
Evet, evlenmek kolay, sürdürmek zordur. Dert çoktur ama ben şaire muhalefet ediyorum derman da çoktur
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.