İslam ve tasavvuf konusunda ilk okuduğum eserlerden biri olan ‘Görünmeyen Üniversite’
kitabı üniversite öğrencilik yıllarımda beni çok etkilemişti. Kitabın yazarı olan, gıyaben
tanıdığım ve sevdiğim Ersin Nazif Gürdoğan beyefendiyle yıllar sonra Afiyet
Hastanesi‘ndeki başhekimlik odasında karşılıklı görüşmek ve tanışmak nasip oldu.
Geçen yıllar Ersin Nazif beyin saçlarındaki aklarla yüzündeki çizgileri artırırken, samimi
muhabbeti, içten sohbeti, fıtri tevazusu, azimle parlayan gözleri, devamlı proje üreten zihni,
ve yüzündeki tebessümle dervişane hayat anlayışını daha da kuvvetlendirmişti.
Nasıl geçtiğini anlamadığımız kısa sohbetimizde ‘hayata müslümanca bakışa’ bizzat örnek
olurken, anlattığı kısa birkaç hatıra gönüllerimize, güldemeti gibi sunulan bir hediye oldu.
Bu hatıraların bazılarını paylaşmak isterim.İşte hocanın anlattıklarından bir demet…
“Biz Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalışırken çok samimi,idealist, gayretli,İslami değerlere
gönül vermiş memlekete hizmet etmeye çalışan genç dinamik bir ekiptik. Mehmet Zahid
Kotku hocamız da bir çoğumuzun hayatını etkileyen bizlere yol gösteren, ufuk insan,
sonsuzluk kervanının halkası, güzel ahlak abidesi, mürşid-i kamil, yaşayışıyla örnek olan bir
insandı .
(….) Biz o zaman Mavera Dergisini de çıkarıyorduk. Ben de Mavera Dergisinde yazılar
yazıyordum. Mehmet Zahit Kotku hocamız vefat edince yeni çıkacak Mavera Dergisinde bu
konuda yazı yazmamı istediler. Ben bu konuda yetkin olmadığımı söyledim ama rahmetli
Cahit Zarifoğlu evime kadar gelerek “Bu yazı gelmeden bu sayı çıkmayacak” diye ısrarla
söyledi.
Bunun üzerine ‘Görünmeyen Üniversite’ başlığıyla yazıyı yazmak durumunda kaldım.Bu yazı
o kadar sevildi ve beğenildiki adeta elden ele dolaştı.Daha sonra Mahmut Esat Coşan
Hocaefendi bu yazının Seha Neşriyat tarafından kitaplaştırılmasını istedi.Böylece yazı kitap
haline dönüştü. ‘Görünmeyen Üniversite’ kitabına daha sonra da bir çok ilmi çalışma ve eser
tarafından kaynak gösterilerek atıfta bulunuldu. Tabi bu güzellik ve bereket Görünmeyen
Üniversite’nin bereketiydi
Görünmeyen Üniversite: İskenderpaşa Dergahı
Gençlik yıllarımda İlim yayma Vakfının Vefa semtindeki yurdunda kalırken, tanımak ve
sohbetinde bulunmak şerefine nail olduğum Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi, güzel siması
ve ahlakıyla gönülleri cezbeden, insanı derinden etkileyen, muhabbetle bağlayan bir gönüller
sultanıydı. Çevresinde bir çoğu genç olmak üzere her yaştan kültürlü, iyi yetişmiş,
akademisyen, devlet memuru, üniversite öğrencisi, kaliteli ve seviyeli geniş bir topluluk
bulunuyordu.
Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi sohbetlerinde Gümüşhaneli Ahmet Ziyaeddin
Hocaefendinin hazırladığı ‘Hadisler Deryası’ kitabındaki hadislerden izahlar yaparak
günümüzde İslamın nasıl yaşanması gerektiğini anlatıyordu. Kotku Hocaefendi, hayatının her
safhasında Peygamber efendimizin yaşayışına ve sünnetine çok önem verir, her hali ve
tavrında sünnete uymayı tavsiye ederdi.
İskenderpaşa Camii kürsüsündeki bir sohbetinde ‘Resulullah efendimiz gül kokardı, onu
seven alim ve evliyalarda O’nunla manen görüşürler ve gül kokarlar’ derken iki elinin
avucunu karşı karşıya getirerek anlatmış. Bir seveni ‘Acaba Hocaefendi’den bu kokuyu bende
alabilirmiyim? ‘ diye düşünmüş. Ertesi sabah namazı öncesi camii içerisinde gül kokusu
yayıldığında Hocaefendinin geldiğini görmüş.
Görüşmemiz sırasında Ersin Nazif Hoca, bizlere Görünmeyen Üniversite kitabının yeni
baskısını hediye etti. İlk kez 1980’li yılların başında okuduğum, İslami hayatımın ve görüşlerimin oluşmasında önemli rolü olan, hayatıma yön veren, manevi dünyamın oluşmasında çok önemi olan
Görünmeyen Üniversite kitabını onca yıl yaşanmışlıklardan sonra tekrar ayrı bir tat ve
lezzetle okudum.
Görünmeyen Üniversite, Mehmet Zahit Kotku hocaefendinin etrafında yetişen üniversite ve
akademik gençliği anlatıyordu. Hocaefendi, ahlakıyla tavırlarıyla görüşleriyle ilerde
Türkiye’nin siyasetine ekonomisine üniversitesine yön verecek olan genç insanlara adeta bir
görünmeyen üniversite gibi eğitmiş ve İslami değerlerle düşünen bir gençlik yetişmesine
vesile olmuştu.
Gürdoğan, kitabında Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi’nin tasavvufi yaşayışı ve görüşlerini
anlatırken, Dergah kültürünün topluma neler kazandırdığının ve bir mürşidi kamilin yol
göstericiliğinde kamil insan olmanın önemi anlatılıyordu. Aynı zamanda modern toplumun ve
anlayışın teşvik ettiği, aç gözlülük, hırs , bencillik, acımasızlık, daha çok kazanma hırsı… gibi
vahşi kapitalizmin topluma verdiği zararların panzehiri olarak dergah kültürünü tavsiye
ediyordu.
Görünmeyen Üniversite kitabı, Dergah kültürü ile İslam’ın paylaşma ve değerlerle bir arada
yürüyen ekonomik sistemini birlikte anlatıyordu. Bu sayede okuyucunın İslam’ın ve
tasavvufla eğitilmiş insanların oluşturduğu toplumun değerleri ile yaşamasına vurgu
yapılıyordu.Bu arada günümüzün popüler modernist tüketim toplumlarının da eleştirisine yer
verliyordu. Bu açıdan kitap, tekrar tekrar okunmaya değer tesbitlerle dolu.
Kitap, bir işletme profosorünün gözüyle aç gözlülüğün, daha çok kazanma hırsının insanlığa
verdiği zararların çaresi olarak paylaşmacı ve dayanışmacı İslam toplumunu oluşturan dergah
kültürü ile yaşamanın topluma huzur ve mutluluk getiren yönlerine ışık tutuyor.
İslam-Tasavvuf-Dergah Kültürü ve Modern İnsan
Görünmeyen Üniversite kitabında insanı, ‘kamil’ yapan bir çok özellik günümüz insanının
anlayacağı bir dille anlatılmış. Bu başlıklardan bazılarını okumak bile bu anlamda önemli fikir
veriyor.
Tokgözlülüğü Baştacı Edilmek / Kalabalıkta Yalnızlaşmadan Yaşamak/ Adem Oğullarına Bir
Gözle Bakmak / Toplumları Üreten Eller Dönüştürür /İç Savaş Dış Savaştan Büyüktür /
Yeni Sözler Söyleyenler Yenilmez/Ordu Milletten Girişimci Milleti Görmek / Yunus
Gönüllüler Sinan Akıllılar /Ellerin Üzerindeki Elleri Tutmak / Ölmeden Önce Ölenlerden
Olmak Hesap Gününe Hazırlanmak/ Üretmeden Tüketmek Cinayettir /Yalınlıkta Sınır
Tanımayanlar / Tüketim Susuzluğunu Üretimle Gidermek…..
Görünmeyen Üniversite, tasavvufu hayatın içinden anlatırken ekonomiden sosyal hayata,
ahlakı güzelleştirmekten insan olgunlaştırmaya, küçük cihaddan büyük cihada kadar bir çok
başlıkta konuyu değişik boyutlarıyla ele almış. Bu açıdan sadece tasavvufu anlatan değil,
dergah kültürü ile sosyal hayatı, ekonominin temel özelliklerini, aç gözlülükle tok gözlülüğün
farkını, modern toplumun insanın ve doğanın fıtratına verdiği zararı anlatan önemli bir temel
eser olarak literatürde yerini almış.
Dergah Kültürü ve Modern Kültür
Vahşi kapitalizmin, tüketim toplumunun, hırs ve açgözlülüğün doğudan batıya bütün dünyaya
yayıldığı bir dönemde Mehmet Zahit Kotku o alçakgönüllü tavırlarıyla insanları
gönüllerinden muhabbetle yakalayan, huzursuzlukları, çekişmeleri ve tedirginlikleri sessizce
ortadan kaldırmasını bilen, Allah’ın gücünün üzerinde güç olmadığını Allah‘ın sevgisini
kazananın en güçlü olacağını sürekli vurgulayan bir Görünmeyen Üniversitedir
Kotku Hocaefendi, haklıyı haksız çıkaracak öfke yerine, insanı güçlü kılan alçakgönüllü
olmayı tavsiye eden, sınırsız bir iç dünya zenginliği ile çevresindeki seçkinlere yaşayan bir
örnek olmuştur. Kotku’nun çevresindeki sevgi halkası ömrünün son yıllarını geçirdiği
İskenderpaşa Camiisinde dalga dalga büyümeye devam etmiştir.Çevresinde arkadaşlıkların
kardeşliğe dönüştüğü, yardımlaşmanın doruk noktasına ulaştığı, sevgi ve saygı bağlarının
sürekli olarak güçlendiği, dostluğun en güzel örneklerinin verildiği bir çekim alanına
dönüşmüştür.
Görünmeyen Üniversite geleneği O’nun yolundan giden Mahmut Esat Coşan Hocaefendi ve
ardından gelenlerle Avustralya’dan Amerika’ya kadar bütün dünyaya taşınmış, değişik
alanlardaki çalışmalarını daha da genişleterek başarıyla sürdürmüştür.
Kotku Hocaefendi, bereketli ömrünün son yıllarında sağlığı çok el vermese de kapısını bütün
dünyadan gelenlere açmaktan geri kalmamış, misafirlerini camii avlusundaki evinin sürekli
sohbet yeri olan odasında kabul etmeye büyük özen göstermiştir.
Şehrin kalabalıkları arasında akrabalara ziyareti önleyen, dostlukları azaltan, yalnızlığı ve
tedirginliği büyüten bir ülke büyüklüğündeki İstanbul’da İskenderpaşa Camisi, büyük şehrin
gürültüsünden uzak, dostluğun ve kardeşliğin açık üniversitesi olmuştur. Caminin
bahçesindeki kuşların cıvıltılarının duyulduğu Kotku Hocaefendinin evindeki iki dünya
sohbetlerinden de Türkiye’nin olduğu kadar bütün dünyanın seçkinleri yararlanmıştır.
Hayatı yalınlık içinde bütün boyutlarıyla yaşatan Nakşi geleneğinin temsilcisi Mehmet Zahit
Kotku bütün sohbetlerinde haset, kibir, riya, hırs, gazap, şehvet,gaflet, şöhret, kin…gibi
şeylerden uzak olmanın kalp temizliğinin işaretlerinden olduğunu sürekli vurgulamıştır.
Yolunu izlediği gönül dünyasının öncüleri gibi herkesin hayatında yeni bir beyaz sayfalar
açılmasına destek olmuştur. Dergah kültürüyle yeni açılımlar kazanan dünyada gönül
kazanmanın dünyaları kazanmakdan çok daha önemli olduğu sürekli vurgulanır.
Dergahlarda İslam medeniyetinin özü ve özeti olan ana kaynaklar hiç durmadan döne döne
okurlar tekrar tekrar yorumlarlar.Gönül dünyasının öncüleri söylediklerini yaparlar,
yapmadıklarını söylemezler.Onlar söylediklerini yaptıkları için çevrelerinde görülen ve bilen
örnek olurlar.Onların düşünce ve eylem dünyalarında bilmek ve yapmak birbirini sürekli
zenginleştiren bir bütündür. Olgunlaşma yolunda bilenler bildiklerini konuşarak değil yaparak
anlatırlar.
Hayatı Güzelleştiren Sohbetler
Görünmeyen Üniversite kitabında Mehmet Zahit Hocaefendinin şahsında yaşayışında
tasavvuf ve İslam ahlakı anlatılırken, aynı zamanda kimseye el açmadan üretmenin ve
yaşamanın, paylaşmanın, infak etmenin,kardeşliğin, muhabbetin, yardımlaşmanın önemi ve
güzelliğini anlatıyor. Bu değerlerin sosyal hayatta ne kadar yapıcı ve güzel değerler olduğu
vurgulanıyor.
Aynı zamanda modern zamanların materyelist, modernist kapitalist toplumunun hırs aç
gözlük, aşırı kar hırsı, aşırı çalışma ve değerlere kayıtsız tüketim toplumu oluşturma
anlayışıyla oluşan vahşi kapitalist sistemin topluma, dünyaya ve çevreye verdiği zararlardan
bahsediliyor, yanlışları vurgulanıyor.
Gürdoğan, Mehmet Zahit Kotku Hocaefendinin hayatından sohbetlerinden ahlakından
çevresindeki yetişmiş akademisyen bürokrat girişimci siyasetçi genç insanlardan bahsederken
aynı zamanda tasavvufun günümüzde nasıl yaşandığını nasıl canlı olduğunu da anlatıyor.
Dergahın Hocalarından Gümüşhanevi hazretleri gibi Kotku Hocaefendi de tüm İslam
dünyasının dertlerine çareler aramış ve çevresindeki iyi yetişmiş genç kuşağı da bu konuda
harekete geçirmişti.
Görünmeyen Üniversitenin ders kitabı, ‘Hadisler Deryası’ olarak anılan Ramuzul Ehadis
kitabını derleyen Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi hazretleri, kendine özgü bir yöntemle hayatı
bütün boyutlarıyla ele alan hadisleri yıl içinde öğrencilerine anlatmıştır.
Gümüşhanevi Hazretleri, eğitimini tamamlayan öğrencilerine Ramuz okulları açma yetkisi
vererek Anadolu insanının eğitim seviyesi ile birlikte İslami eğitim seviyesinin artırılmasına
da büyük katkı sağlamıştır.
Mehmet Zahit Kotku Hocaefendi de çevresindeki genç insanlara Ramuzul Ehadis kitabından
hadis dersleri ile peygamber efendimizin sözlerini ve ahlakını anlatırken aynı zamanda
yaşayışıyla hal ve hareketleriyle onlara günümüzde yaşayan bir örnek olmuştur.
Kotku Hocaefendinin yetiştirdiği öğrenciler ile birlikte kurdukları Gümüş Motor Fabrikası,
Türkiye’deki sanayileşmenin öncü kuşağının ilk yaptığı yatırımlardandır. Böylece sanayi
yatırımlarında da öncü olarak, tüketen değil üreten olmanın önemini göstermiştir.
Çevresindeki o zamanın gençleri günümüzün iyi bilinen öncü dindar şahsiyetleridir.
Sabahattin Zaim, Korkut ve Turgut Özal, Muammer Dolmacı, Necmettin Erbakan, Kahraman
Emmioğlu, Temel Karamollaoğlu, Recai Kutan, Osman Çataklı, Yahya Oğuz, Cevat Ayhan
Alaaddin Duran, Mehmet Bozkurt…vs her biri İslam ahlakı ve ideali ile yetişmiş ülkesinin ve
İslam dünyasının kalkınması ilerlemesi için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışan güzel
ve yiğit insanlardır.
Sohbetleri Cemalli, Hutbeleri Celalliydi
Mehmet Zahit Kotku Hocaefendi, namazlarından sonra yaptığı sohbetlerle İskenderpaşa
Camiisini açık üniversitenin sürekli eğitim merkezine dönüştürmüştü.İslam’ın ana
kaynaklarına dayanan dergah kültürünün büyük bilgin ve bilgilerinin düşünce ve eylem
dünyalarını anlatan şiirlerle desteklenen sohbetler, Tasavufi Ahlak isimli beş kitapta
toplanmıştır.Kendisinden sonra sohbetleri sürdüren Mahmut Esat Coşan Hocaefendi’nin
deyimiyle “Kotku Hocaefendi’nin sohbetleri cemalli, hutbeleri celallidir.”
Kotku Hocaefendi, sohbetlerinde ümit ve coşku veren yumuşak sesiyle insanları kavga
dünyasından sevgi dünyasına taşımıştır. Sohbetlerinde toplumlarda büyük ekonomik ve
kültürel çalkantılara yol açan krizin kaynağının da doymak bilmeyen açgözlülük olduğunu
sürekli vurgulamıştır.
Onun sohbetlerinde Allah için insana hizmet, paylaşmak, kardeşlik, güzel ahlak hep ön
plandadır.Sohbetlerinden bazı notları bu vesile ile paylaşalım:
(….) “Kainat da her şey insana hizmet ediyor, insanın da insana hizmet etmesi gerekir.”
Her kötülüğün başı nefistir, nefsi kırmak gerekir. Nakşibendi hazretlerinin babası Onu 18
yaşında hocasına teslim etti. Nakşibendi Bahaeddin Efendi dergaha gittiğinde şeyhi onu kabul
etmemiş, kapıda kalmış buna karşılık o geriye dönmemiştir. Karda kışta durup beklemiş,
sonra da kabul olmuştur. Neden bekletmişler? Nefsi kibri kırılsın diye…
Vücudumuzdaki herhangi bir ağrıyı dindirmek ya da bir yarayı sarmak kolaydır. Yine de
milyonlarca lira harcayıp hastaneler yaptırıyoruz, sanki ölümü ortadan kaldıracakmışız gibi.
Halbuki ölüme hazırlıklı olmak gerekir. Peki gönlü nasıl tedavi edeceğiz? Gönül ne ile tedavi
edilir? Neden hastalıkların tedavisini düşünüyoruz da gönlün tedavisini niçin
düşünmüyoruz? Gönül tedavi yolları olan dergah kültürüne de önem verelim ve öğrenelim.
Peygamberimiz “Başkalarının ayıplarını örtenin ayıplarını da Allah örter” diye
buyurmuşlardır. Başkalarının eksiklerini söylemeye birkaç yerde müsade edilmiştir. Bunların
sayısı da çok azdır. Mesela birinin yanındaki hırsız ise “Yanındaki kişi hırsızdır” diye ikaz
etmek gerekir. Buna benzer durumlarda ikaz edilir.Başka durumlarda ise hep Allah’a havale
edilir.Sizler Müslüman kardeşlerinizin ayıplarını örtmeye çalışınız. Başkalarının ayıplarını
ortaya çıkarmaya çalışmayınız.
13 Kasım 1980 tarihinde vefat eden Kotku Hocaefendi’nin Cenaze namazını 1980 yılının
kasım Ayı’nın ikinci Cuması‘nda Anadoludan ve bir çok dış ülkelerden gelen, sevenleri
tarafından kılınmıştır. Kotku Hocaefendi’nin naşı, Kanuni Sultan Süleyman türbesinin
yanındaki Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi Hazretleri ve dergahının diğer pirleri yanında
toprağa verilmiştir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.