İyi bir dost, güzel bir insan, Dürüst ve Başarılı bir Yönetici ; İsmet Yılmaz

Biz İsmet Bey ile hem yakın arkadaş, hem aile dostu, mahalle komşusu hem de okul arkadaşıyız. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımız birlikte dost olarak geçti. Gürün-Çarşıbaşı mahallesinde çocukluğumuzda boş alanlarda çelik çömlek, bilye yuvarlama, yakan
topu..vs oynardık. Bu oyunlarda bile hem liderliği ve becerisi hem de sağlam muhakemesi ile
genelde öne çıkardı
Ortaokuldan sonra İstanbul-Haydarpaşa lisesine gittiğinde yaz tatillerinde görüşürdük. O Sivas şivesi yerine güzel İstanbul lehçesi ile konuşurken ben de İstanbul da olmanın hayallerini kurardım. Üniversiteye
başladığında bu defa Vefa ilim yayma yurdunda arkadaşlarını anlatırken sanki Anadolu
erenleri yeniden yaşıyormuş gibi anlattıkları dostlukları ve güzellikleri dinlerdim.
Ben de 1979 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesini kazanarak İstanbul a geldim. Tabii ki onun ile birlikte
kalmak için Vefa yurduna yerleştim. Üniversitelerin sağ-sol kavgası ile kavrulduğu yıllarda biz
bu ateş çemberi içerisinde adeta gül bahçesinde yaşadık. İstanbul un manevi ilim ve irfan
ehlini tanıdık. Özellikle Fatih ve Eyyub sultan çevresinde manevi ilim sohbetlerinde, alimlerden, derin İslami bilgileri ve hakikatleri tertemiz, akıcı, İstanbul Türkçesi ile anlatılan sohbetleri, hadisi şerifleri dinler, adeta bir asrı saadet iklimini hissederdik.

İlim yayma yurdunda kalırken 3 Gürünlü arkadaş birlikte bir büyük kavanoz pekmez almıştık.
Kahvaltıda birlikte yer, gelen tüm arkadaşlara da ikram ederdik. Adımız ‘Pekmezciler ekibi’ ne
çıkmıştı. Pekmez yiyenin kafası daha iyi çalışır der gülerdik.
Cömert bir insandı..
Talebelik yıllarında hemen tüm öğrenciler burs ve kredi alıyorduk. İsmet bey burs ve kredi
almadığı gibi ailesinden gelen harçlıklardan bir kısmını ihtiyacı olan arkadaşlara borç olarak
verirdi. Denizcilik okulundan mezun olup gemi ile uzun yurtdışı seyahatlerine gittiğinde
birçok arkadaş beni arayarak İsmet beyi sorarlardı. Hepsinin ortak isteği aynı idi. Borç
aldıkları parayı iade etmek istiyorlar ama ya onu bulamıyorlar ya da bulsalar da geri almaya
ikna edemiyorlardı.

Yine böyle bir borç iade etmek için yapılan tatlı çekişmeye şahit olmuştum. Öğrencilik yıllarında maddi sıkıntı yaşayan bir arkadaşımız mezun olup hayata atılınca maddi durumu düzelmiş, aldığı borcu ödemek istiyordu. İsmet bey de ben o parayı geri almam helal olsun diye almak istemiyordu. O sırada bizde Güngören semtinde bir vakıf adına anaokulu açmaya çalışıyorduk. Sen borcunu ver sende hayrını anaokuluna yap diye çözüm ürettik. Her iki arkadaşımızın da rızası ile o borcu bağış olarak aldık.

Vefalı bir insandı..
1980-84 yıllarında İstanbul un çeşitli semtlerinde farklı üniversitelerde okuyan 30 kadar
Gürünlü arkadaşımız vardı. Onları ziyaret eder yardımcı olmaya çalışırdık. Her ay Gürünlü
öğrencileri bir yerde toplayıp sohbet eder ikramlarda bulunurduk. İkramların değişmez gizli
sponsoru İsmet bey olurdu. O talebe harçlıkları ne bereketli olurdu ki ikramlarla bitmez, borç
verir tükenmezdi.
Yaz tatillerinde Gürün de dostlarımızı ve akrabaları ziyaret eder muhabbet tazelerdik. Bir
defasında 8-10 arkadaş Telin’de bir arkadaşımızı ziyarete gitmiştik. Telinli arkadaşımız
Hüsamettin bize balık tutmak için serpme ağ ile çok uğraşmış ama tek bir küçük sazan balığından başka balık tutamamıştı. Neyse ki arkadaşımızın annesi çorba ve ıspanak yemeği hazırlamıştı, arkadaş ikramda mahcup olmamıştı. Bizim için tatlı bir anı oldu.
Denizyollarında gemilerde çalışırken gittiği uzak limanlardan mektup ve kartpostal atar,
hatırımızı sormayı ihmal etmezdi. İstanbul’a geldiğinde de uzak diyarlardan getirdiği orijinal
hediyeleri verirdi. Bir defasında Singapur’dan Hindistan cevizi getirmişti. Öğrenci evinde
keser, nacak, satır ile zar-zor kırarak içindeki bir bardak suyu döke saça içmiştik.
Memleketine, evine, ailesine çok düşkündü.
Her yaz tatili mutlaka Gürün e gelir önce ailesinin gönlünü alır sonrada arkadaşlarını ziyaret
ederdi. Sık sık köyleri olan Güneş köyüne gidip diğer akrabalarını da ziyaret etmeyi ihmal
etmezdi. Yaz tatillerinde boş durmayı sevmez bol bol kitap okur, fikir sohbetleri yapar,
fotoğrafçılık kursuna gider, ailesine yardım edecek işlerle uğraşırdı. Denizyollarında çalışırken
uzun deniz seyahatleri sırasında aynı zamanda Hukuk fakültesini de bitirmişti
Kul hakkına, helal ve harama çok dikkat ederdi.
Hukuk Fakültesi’nden sonra denizcilik işletmelerinde İstanbul da avukat olarak göreve
başlamıştı. Ziyarete giden arkadaşlar mesai saatlerine çok hassas olduğunu, mesai sırasında
devletin kalemini ve kâğıdını özel işlerinde kullanmamaya çalıştığını, devlet-millet hakkı
konusunda çok hassas olduğunu anlatmışlardı. Arkadaşlarından bir menfaat beklemez,
elinden geldiğince onlara destek olmaya çalışırdı. Bir şey ikram edilecekse önce o ikram
etmeliydi.
Mütevazi bir insandı..
Dostlarına, yakınlarına karşı büyüklük taslamaz onlarla aynı samimiyet ve muhabbetle
görüşürdü. Bakanlığı ve müsteşarlığı döneminde en yoğun zamanlarında bile dostlarını ihmal
etmez hal ve hatırlarını sorar müşküllerine yardımcı olmaya çalışırdı. Oğlumun düğününe
katılıp güzel bir konuşma yaptı. ‘Kız evden gider ama oğlan elden gider’ diye tatlı bir espri ile
hoş bir hatıra bıraktı. Annemin vefatını duyunca birkaç saat sonra daha cenaze kalkmadan, taziyet
ziyaretine gelmesi unutulmaz değerde hatıralarımdandır.
Anadolu erenlerini severdi.
İstanbul’da öğrencilik yıllarında en çok Fatih camii çevresi, Eyüp Sultan camii çevresi ve Yahya
efendi dergahını çok sever, sık sık ziyaret ederdik. Hatta bir defasında Eyup Sultan’dan
Beşiktaş’a Yahya efendi dergahına kadar yaklaşık 5-6 km yolu sohbet ederek gittik.
Beşiktaş’ta, denizcilerin piri, Kanuni Sultan Süleymanın süt kardeşi Yahya efendi dergahı en
sevdiği mekanlardandı.
Dolmabahçe ile Beşiktaş arasındaki çınar ağaçlarının gölgesinde Osmanlı ihtişamını yansıtan
yolda yürümeyi çok severdi.
Gürün’e geldiğimizde yaz tatillerinde en sık uğradığımız yerlerden biride Darende de
Somuncu Baba dergahı idi. Rahmetli Hulusi efendi’yi ziyaret eder sohbet ve
nasihatlerinden istifade ederdik. İnsanlığa Nasihat şiiri en sevdiğimiz şiirlerdendi.

Gönül ehli, irfan sahibi, Anadolu erenlerini seven, yiğit bir Anadolu çocuğudur. Bizim kültür
ve medeniyetimizle yoğrulmuş, batıyı da, doğuyu da iyi bilen bir insandır.
Şiir ve Hikmetli Sözleri severdi.
En çok sevdiği şiirlerden biri Erzurumlu İbrahim Hakkı hz lerinin ‘Hak şerleri hayr
eyler/zannetme ki gayr eyler/Görelim Mevla neyler/ Neylerse güzel eyler
şiiridir.
Genelde konuşmalarında kullandığı ‘nasipse olur, hayırlısı olsun, Nasipse el getirir, yel
getirir, sel getirir/ Nasip değilse el götürür, yel götürür, sel götürür’
Sözünüz Hak, Yüzünüz
ak olsun’
sözleri halk irfanıyla yoğrulmuş sözlerdendir.
Ayrıca Necip Fazıl ın Sakarya Türküsü ve Çile şiirlerini, Sezai Karakoç un Sürgün ülkeden
başkentler başkentine şiirini sever birlikte okurduk.
Abdurrahim karakoç un Mektup Yazdım Hasana, Ha Hasan Ha sana, Hakim Bey ve Tohdur
bey şiirlerini çok severek okurduk.
En sevdiği türküler Aşık Veyselin ‘Sivas ellerinde sazım çalınır’ ve ‘Uzun ince bir yoldayım ‘
Kazancı Bedih in derlediği türkülerden ‘ Ömrümü yedin bu nasıl sevdadır/Dünya gözümde
Kerbela dır..’ türküsünü sever.
Bir defa bakanlığı döneminde ziyaret ettiğimizde Osmanlı-Divan şiiri uzmanı Hayati İnanç bey
den şiir dinlediğine ve her gün manalı-hikmetli bir beyit göndermesini istediğine şahit oldum.
Hayati bey ertesi gün şöyle bir beyit paylaşmıştı.
Kimseye kalmaz bu cihan mülk-i devlet sim-ü zer/Bir harap olmuş gönül tamir etmektir hüner

İsmet bey küçük yaşlardan beri güzel ahlaklı, cömert, samimi, vefalı bir insandı. Geldiği her
makam ve mevkide kibir ve gurur göstermeden, , ülkesini, milletini severek, doğup büyüdüğü toprakları, Sivas’ı, Gürünü ihmal etmeden hizmet eden, manevi-insani değerleri benimseyen, aynı zamanda evrenselliği yakalamayı başaran güzel insanlardan biridir.

Mevlana’nın pergel benzetmesi ile ’Bir ayağım Kuran ve Sünnetin değerlerinde sabit, diğer ayağımla tüm insanlığı dolaşırım’ dediği gibi manevi ve evrensel değerleri bir arada taşımaktadır. Hem Gürün-Sivas’a hem de ülkemize, milletimize yaptığı hizmetler unutulmaz. Allah yar ve yardımcısı olsun.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın