Ankara’nın Manevi Kalbine Seyahat

Hep resmi ziyaretler için gittiğimiz Ankara’ya bu defa dostların ısrarlı davetlerini kıramayarak şehrin manevi merkezlerini ve dostları ziyaret etmek için yola çıktık. Her zamanki gibi yolculuğumuzda dostlarımız ve öğrenci kardeşlerimiz ile birlikte otobüsümüzde özel hatıralar, sohbet ve muhabbetlerimizde Allah Dostları, Hacı Bayramı Veli ve yaşayan veliler dostlarımızla görüşecek olmanın güzellikleri ve tatlı bir heyecan vardı.

Sayader ekibinin özenle hazırladığı bu program, sadece bir gezi değil; aynı zamanda bir dostluk ve muhabbet , manevi bir yolculuk, bir kültürel keşif ve sağlık bilimleri öğrencileri için akademik bir gelişim fırsatıydı. Farklı şehirlerden gelen 60 arkadaşımızla tanışmak, bu yolculuğun en değerli anlarından biriydi. Ankara Sayader ekibimiz Tıp eğitimi ile manevi eğitimi birleştirmenin güzel örneklerini sundular. Mihmandarımız ve rehberimiz Dr. Necmeddin bey her daim yanımızda sohbeti ve rehberliği ile bizi onurlandırdı.

Bahçede Başlayan İkramlar

Cumartesi sabahı güneşli ve hafif serin bir havada ilk proğramımız Dr. Sami Selçukbiricik Bey’in evinin bahçesinde yapılan samimi bir kahvaltıyla başladı. Çay ve özel ikramlar eşliğinde yapılan sohbetler, daha ilk dakikalardan itibaren aramızda samimi bir dostluk ve sevgi bağı kurdu. Sami bey’in maddi ve manevi çok özel ikramları ile mest olduk. Bahçede kahvaltı sonrası Kabe örtüsünden bir parçayı ziyaret etmek ve diş kirası olarak Server Yayınlarının yeni çıkan hadis kitabı ‘Riyazüs Salihin’ hediye etmesi çok özel ikramlardı.

fcc316a5-c345-4a7e-a97b-366bcddb99cb.jpg
6ace304f-7914-4a17-b883-244d0413bd5d.jpg

Külliye Camii ve Millet Kütüphanesi: İlim ile İrfanın Buluşması

Öğle namazını Beştepe’de Külliye Camisinde kıldık. Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden izler taşıyan camii Taksim Caminin bir benzeri olarak yapılmış. Bu sayede hem geleneksel hem de modern çizgiler taşıyan estetik bir yapı olmuş. Külliyedeki diğer mimari yapılarla uyum içerisinde olması ayrı bir güzellik katmış ve mimari yapıların bütünlüğü içerisinde yüzük taşı gibi bir görünüm vermiş. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin içerisinde böyle estetik ve özel bir caminin olması millet ile devletin manevi açıdan birliği ve beraberliğini de simgelemesi açısından çok değerli olmuş.

b3782fba-cc0d-4402-be0f-557440dbea79.jpg

Beştepe’deki Millet Kütüphanesi’ni ziyaret ettiğimizde, devasa kitap rafları arasında dolaşırken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Her köşesi bilgiyle dolu bu mekân, bizlere akademik hayatımızda ilham verecek bir sessizlik ve derinlik sundu. Aynı zamanda Külliye içerisinde bu muhteşem kütüphanenin varlığı bize devletin ilim ve irfan ile ayakta duracağını bir kez daha hatırlattı.

Külliye yapılırken kütüphanenin çok büyük ve geniş hacimli yapıldığını söyleyip eleştirenlere burası dolmaz diyerek tenkit edenlerin aksine çok sayıda çalışma masalarında genç ve her yaştan öğrenciler, araştırmacılar ve akademisyenlerle dolu olduğunun görmek bu muhteşem kütüphanenin geleceğimize atılan çok önemli bir imza olduğunu anladık. Bu muhteşem kültür ve irfan eserini yapandan, vesile olanlardan, çalışanlardan, istifade edenlerden ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Kütüphanenin özel bölümünde Nureddin Coşan Hocamız tarafından bağışlanan Esad Coşan Hocamızın kütüphanesinin çok nadide eserlerinin sergilendiğini görmekte bir başka mutluluktu.

c2acd21e-0f51-416f-b85d-1302cd716485.jpg

Taceddin Dergâhı: Alperenlerin Sessiz Nöbeti

Osmanlı başkenti İstanbul’un aksine laik Türkiye cumhuriyetinin başkenti Ankara mabedsiz şehir olarak bilinir. Başkent olduğundan beri mescitler binaların alt katlarında ve ara mahallelerdedir. Son yıllarda yapılan birbirinden güzel ve estetik camilerle bu durum çok değişmiş gözüküyor. Eskiden olduğu gibi günümüzde de Ankara’ya manevi havasını veren Hacı Bayram camii ve dergahı ile Taceddin Camii ve dergahı birbiriyle sırdaş iki Alperen veli gibi Ankara Kalesini ve Hacettepe’yi beklemekteler.

Hacettepe Tıp Fakültesi hastanesinin yanında yer alan Taceddin Camii ve Dergahı adeta şehrin tarihi geçmişini günümüze taşıyan bir vaha gibi eski Ankara evleri ve konakları ile çevrelenmiş tarihten bir mahallenin içerisinde yer alıyor. Eski Ankara konakları ikramları ile misafirlerini ağırlarken Taceddin dergahı maneviyatı ve ebedi sakinleri ile ziyaretçilerine huzur ve sükuneti ikram ediyor.

Taceddin Veli türbesinin yanında Necmi Sarıyer bir hatıra anlattı. 90 lı yıllarda Rahmetli Esad Coşan Hocaefendi sevenleri ile birlikte bir sabah namazını Taceddin degahı mescidinde kılar, dua okumaları ve işrak namazından sonra Taceddin-i Veli hazretlerinin kabrini ziyaret eder. Kabir başında hatmi Hacegan ve zikir yapılır, sonrasında Esad Coşan Hocaefendi aldığı manevi işaretle yanında ziyarete iştirak edenlere Taceddin-i Velinin ikram ve hediyesidir diye üzerindeki maddi hediyelerden ikram eder.

İstiklal Şairimiz Mehmet Akif in kaldığı ev o kadar canlı duruyor ki sanki M. Akif çıkıp gelecek ve Asım’ın nesli nerede diyecek gibi hissediyoruz. Dergahın haziresinde diğer ebedi sakinlerinden Şehid Muhsin Yazıcıoğlu’nun hilal şeklinde yapılmış kabir taşıyla adeta ‘bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor’ beytini hatırlatıyor.

Yazarlar Birliği kurucusu ve başkanı Mehmet Doğan, Avrupa Türk İslam Birliği Ozanı Yusuf Polatoğlu, Şair-Yazar Nuri Pakdil, Yazar Yaşar Kaplan, 28 Şubatta cuntanın baskılarına direnen kahraman Sendikacı Mustafa Başoğlu İslam davasının günümüz Alperenleri olarak dergahın bahçesinde manevi nöbetteler.

Hacı Bayram-ı Veli: Şehrin Manevi Nabzı

Ankara Kalesinin eteklerinde şehre hakim bir tepeye yerleşmiş dergah maneviyatıyla dünü ve bugünü kuşatıyor. Caminin tarihi ve manevi havasının oluşturduğu etkiyle her vakit müminlerle dolup taşıyor adeta.Cami ve dergahın yanında bulunan pagan Augustos tapınağının muhafaza edilmesi ve caminin yanında bulunması İslam’ın tüm çağlara üstünlüğünü ve meydan okumasını temsil ediyor.

Caminin kıble tarafından bitişiğinde yer alan Hacı Bayramı Veli türbesi günümüzde bile gönülleri etkileyen bir irşad ve dua kapısı olarak görülüyor. Necmi Bey anlattığı bir hatırada rahmetli Asım Köksal Hocaefendinin Hacı Bayram-ı Veliyi sevenlerinden bir müftü efendi hakkında yalan yanlış şeyler duyduğu için gönlünden ona buğz ettiğini fakat rüyasında bizzat Hacı Bayramı Veli tarafından ikaz edildiğini ve hazretin günümüzde bile müntesiplerine sahip çıktığını anlattı.

İrade Eğitimi ile Kendimize Yolculuk

Hacı Bayram-ı Veli Camii ve türbesinin çevresi eski Ankara evleri ve konaklarının ihya edilmiş örnekleri ile dolu. Bu konaklar güzel bir uygulama ile STK ve Sivil Vakıflar tarafından ihya edilmiş ve kullanılıyorlar. Bunlardan en güzellerinden birisi de Mahmud Esad Coşan Vakfı merkezi olarak kullanılan konaktı. Akşam yemeği ve sohbetimiz bu konağın etkileyici manevi ortamında geçti.

Prof. Dr. Fatih Gültekin’in MEC Kültür Merkezi’nde verdiği “İrade Eğitimi ve Bilinçli Beslenme ” semineri, sadece akademik değil, kişisel gelişim açısından da ufuk açıcıydı. Karar alma süreçlerimiz, hedeflerimiz ve içsel motivasyonlarımız üzerine düşündüğümüz bu sohbet, hepimizin zihninde derin izler bıraktı. Esas amacın haz odaklı değil huzur ve mutluluk odaklı yaşamak olduğu, yanlışları yapma demekten ziyade yanlışa yaklaşma demek gerektiğini vurguladı. ‘Yaratılışın sırrında bedelsiz bir şey yoktur, sağlık, akademik başarı, ticari başarı ve erdem vs her şey bir gayret ve çabanın ürünüdür dedi.’

En çok etkilendiğim cümlesi konunun özeti olan şu cümle idi.

At süvariye hakim olursa O’nu Ahıra götürür,

Süvari ata hakim olursa O’nu Ahire götürür’

Seher Vaktinde Aslanhane Caminde

Pazar sabahı sabah namazında Ankara Sosyal Gelişim Derneği’nin düzenlediği Aslanhane Camii’ndeki sabah namazı, dua ve işrak buluşması, ruhumuza dokunan bir manevi seferdi. Aslanhane Cami Ankara’nın en eski camilerinden Ahi dervişleri tarafından kurulmuş ve Ahilik sembolleri ile dolu bir cami. Bu caminin manevi atmosferinde sabahın ilk ışıklarıyla birlikte edilen dualar, manevi bir huzur ve dinginlik sağladı. İşrak Namzı sonrası caminin içerisine serilen sofralarda ikram edilen çorba bize eski Ahi dergahlarından günümüze yansıyan çok güzel bir ikram oldu. Ankara’da dostlarla buluştuğumuz bu proğram sabah namazı, işrak vakti dua ve ikramları Ankara ziyaretimizde yaşadığımız güzelliklerin manevi hazların en zirvesiydi.

Daha sonra Ankara kalesi ve eski Ankara mahalleleri, sokakları arasında bir gezi yaptık. Ankara kalesinden güneşin ilk ışıklarını ve sabahın aydınlığında uyanan şehrin güzelliğini seyrettik.

Lokman Hekim’den günümüze

Sabah kahvaltısı için Lokman Hekim Üniversitesi merkez kampüsüne geçtik. Mütevelli heyet başkanı Dr. Mehmet Altuğ beyin Üniversiteyi tanıtımı ve sohbeti ile özel bir kahvaltı ikramı oldu. Üniversitenin bir sınıfında tanışma ve kısa sohbetler gönlümüzü ve zihnimizi de doyurdu. Programa kısa bir ziyaret için katılan eski YÖK üyesi Prof. İrfan Aslan gençlere şiirsel bir sohbet sundu. Eğitimin esas gayesinin kamil insan yetiştirmek olduğunu vurgulayan bu şiirleri defterimize yazdık.

3ba1759a-9538-4c55-a76c-a4166b06bd0d.jpg

Bu vücud iklimine bin can gelir, bir can gider /Gahı Canan Can olur , Gah Can bi-can gider./ Bilmeyen asl-ı Vücudu bulmayan Mevla’sını/ Sureta insan gelir, sireta hayvan gider

Adem-i var adem-i den yahşidir/ Adem-i var hayvan ondan yahşidir

Adem-i var konuşunca dur döker / Adem-i var konuşmazsa Yahşidir.

Ali Semerkandi Dergahında

Ankara çıkışında İstanbul otoyolu kenarında manevi büyüklerimizden Ali Semerkandi Hazretleri’nin türbesini ziyaret etmezsek olmaz dedik. Adeta bozkırın bağrında maneviyat büyüğünün yeşerttiği ve canlandırdığı muhteşem bir manevi merkez olmuş . Semerkand’dan o zamanlar Rumeli olarak bilinen Anadolu’ya manevi işaretlerle gelip yerleşen Ali Semerkandi Hazretleri rüyasında Peygamberimizi görür ve bu makamı ziyaret edenlerinde Medine’yi ziyaret edenler gibi manevi ikramlara nail olacağını müjdeler. Yine Necmi beyin anlattığı hatırada Ali Semerkandi hazretlerinin dergahının bakımsız olduğu, bugün ki haline gelmesiyle ilgili Ankara eski belediye başkanı Melih Gökçek ve eşinin ziyaretlerinde yaşadıkları manevi güzellikler sonucunda tadilat ve bakımını yaptırmaları özel bir hatıraydı.

Ali Semerkandi hazretlerinden güzel sözlerinden defterime düşenler;

Ey Arif ! Dünya sevgisini terk etmek özgür olmaktır

Kıyamet günü iyi bir makam istiyorsan İslam’a hizmet et

Yeryüzü ve gökler adalet sayesinde ayakta durur.

Yeniden inşa etmek, var olanı onarmaktan daha kolaydır.

Niyyet KHayr, Akibet Khayr

Mihrab, şeytan ve şeytani olan her şey ile harb etme yeridir.

Yöneticilerin kötü muamelesine sabret, diren ve onlardan yüz çevir.

Tefekkür en yüksek ibadettir.

İman ve Salih amel cem edildiğinde zafer gelir. Başarının sırrı İman ve Salih Amelin bir arada olmasındadır.

Birlikte Gezmek , Öğrenmek, Birlikte Pişmek

Bu üç günlük program, sadece Ankara’yı gezmekten ibaret değildi. Farklı şehirlerden gelen gençlerin bir araya gelerek bilgi, kültür ve maneviyat ekseninde buluştuğu; dostlukların kurulduğu, fikirlerin paylaşıldığı bir yolculuktu. Eski dergahlarda dervişlere seyahat ederek nefs terbiyesi ve dergah eğitimi yapılırmış, günümüzde bu seyahatlerin bize yaşattığı manevi zevk ile bu eski dönemleri hatırladım. Ankara’da gezilecek yer bulamayan, maneviyat merkezlerinden haberi olmayanlara hatırlatmış olalım hala yaşayan ve ahirete irtihal eden nice güzel insanlar var.

Yolculukta bizlere güzel hatıraları, sohbeti ve eşi hanımefendi ile birlikte örnek aile hayatı ile mümin bir aile örnekliği sunan Necmi Sarıyer kardeşimize gönülden kucak dolusu sevgiler sunarız. Genç Sayader, Ankara Sosyal gelişim derneğine, Lokman Hekim Üniversitesi yetkililerine, bize rehberlik eden Dr.Necmeddin beye ve emeği geçen tüm dostlara bu anlamlı organizasyon için teşekkürlerimizi sunarız.

3/5 Ekim 2025

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın